February 24, 2007

Taksim-Bostancı Hattı


Anadolu Yakasında yaşayanlar veya işi dolayısıyla Anadolu Yakasına gelmek zorunda kalanlar, günün değişik zamanlarında Taksim-Bostancı dolmuşlarını kullanmışlardır.
Açıkçası haftasonu gece dışarı çıktıgımda eve dönmem gerekiyorsa her zaman bir ölüm korkusuyla binmişimdir bu dolmuşlara. Bu yazıyı okuyan arkadaslarımın bazıları ne demek istediğimi çok iyi anlayacak. Dolmuşa binersiniz(mumkunse arkaya) ve köprüyü geçtikten sonra gözlerinizi kapayıp "Allah'ım Bostancıya ulaşmayı nasip eyle yarabbiiiimmm" diye dua edersiniz. Çünkü dolmuş boyuna posuna bakmadan 150-160 sınırlarını zorlamakta ve patlayacakmış gibi garip sesler çıkartmaktadır. Çevre yolu işin başlangıç kısmıdır, çevreyolunda sürat birnevi tahammul edilebilir ama macera burada bitmez, minubus yoluna veya sahil yoluna çıktıgınızda da ralli devam etmektedir ama bu sefer engeller vardır; evlerine dönmeye çalışan diğer zavallı arabalar. Onlar mutlaka kıçlarına kadar girilerek sellektör yakmak suretiyle rahatsız edilir ve öndeki araba ani bir fren yapsa emin olun ki çok ciddi bir kaza olur çünkü dolmuşun kaçacak veya duracak yeri yoktur.
Peki bu durumda "şöför bey biraz yavaş gider misiniz?" sorusu sorulursa neler olabilir...
CEVAP:

- Arkadan bir sesmi geldi duyamadım da...
-Bişeymi vardı bilaaadeerrrrr
-(yavaşlayarak) inicek mi vardı
-(durup) beğenmiyosan inersin aşşağğaaaaaa burda böle
-Çok biliyosan gel sen kullan
-Akşam akşam adamın asabını bozma tepemin tasını attırma

...gibi cevaplar alırsınız ve üstüne bir laf daha söylemeye kalkarsanız kavga çıkar.

İşte hep bunları düşünürken dün akşam senaryo gerçekleşti ve Öykü çevreyolunda Taksim-Bostancı dolmuşlarında çok ciddi bir kaza geçirdi. Yağmur yağmasına rahmen son sürat giden dolmuş bariyellere çarptı duramadı ve karşı bariyellere de çarptı. Bütün camları kırılan ve lastikleri patlayan dolmuşta ki birçok insan yaralandı. Özellikle önde oturanlar baya ciddi yaralandılar... Neyse ki Öykü birkaç morluk ve yuttugu birkaç cam parçasıyla kurtulsa da bir gün bunun başımıza geleceğini biliyorduk demekten kendimizi alamadık...
Geçmiş olsun Öykü'cüm

Ayrıca eklemek istediğim bir şey daha var. Son zamanlarda Dolmuş Şöförü Insanının eline bir de telsiz verdiler ki yol boyu yolcular şöförlerin aralarında yaptıgı zevzek espirileri dinleyerek eğlenceli vakit geçirsinler diye. Trafik ve dolmuş yoğunluğunu belirlemek için koyulan dolmuşlar genellikle maç yorumları ve belden aşşağı espiriler için kullanılıyor.
-3442 3442 sağına bak gibi bir anonstan sonra sağına bakan 3442 şöförün camdan çıkmış orta parmağıyla karşılaşabilir
yada daha yeni yasadığım bir örnek... 2-2 biten fenerbahçe maçı sonunda beşiktaşlı bir şöförün yaptıgı yorum ile taksimden bostancıya kadar ciddi bir kavga dinledik...
Ayrıca son olarak Taksimde duran ve dolmuşlarla ilgilenen akli dengesi yerinde olmayan adam ne yazıkki artık hepimize çok komik gelmektedir. Bu adam sözlüğe yeni küfürler katmış ve literatüre geçmiştir....

No comments:

Search This Blog