Tatilimin ilk ayağı olan Kuşadası'nı tamamlayıp Bodrum'a geçtim. Burada internetimiz oldugu için fazla biriktirmeden başlamakta fayda var diye düşündüm.
Daha önce hiç kullanmadığım ama bu sefer çok parasız oldugum ve düzgün firmalardan en ucuzu oldugu için Bossla seyahat etmeye karar verdim. Ataşehir'deki abidik gubidik terminalimsi şeyden otobüse bindim ve beklediğim sürede kalkan 3 otobüste de koltuklar 2 kişiye falan satılmıştı. Neyseki başıma böle şeyler gelmedi ve çok rahat bir şekilde kuşadasına ulaştım
2 senedir gidemediğim için yazlığımı oldukça özlemişim. Ama sinir bozucu bir durum var tabi ki. Bazılarınız biliyor. Kuşadası'ndaki yazlığımız çalındı. Sahte belge düzenlenerek satılan yazlığımızda şu anda yabancı insanlar oturuyor ve çıkmamakta inat ediyorlar. Uzun lafın kısası, kuşadasında yazlığım olmasına rağmen arkadaşlarmın evinde veya otellerde kalmak durumundayım.
Yinede kuşadası özel benim için. Bizim siteyi ve arkadaş grubumuzu bilmeyenler" kuşadası iğrenç orda tatilemi gidilir" diye düşünebilir ve konusabilirler. Biz bunu gözarde ediyoruz.
Varmamla birlikte 4 lü toplandıgı gibi kahve sporlarına başlandı sabah akşam king oynanıldı. En çok özlediklerimden bir tanesiydi bu. Sabah akşam king oynamak ve masanın ve balkonun hesabını yenilenlere kitlemek.,
Sadece tatil yapıp durmak istediğim şu dönemde kuşadası ilaç gibi geldi. Sabah kahve sporları yapıp öğlen siteden veya cubadan denize girip akşam üstü iskelede birşeyler içip gecede ya çardakta sabahlamak ya da bigbang de 10 senedir hiç değişmeyen şarkıları dinlemek istiyordum hepsinide yaptım. Büyüdüğümüz için kuşadasında artık 3 ay geçiremiyoruz ama temmuz son haftası ve agustosun ilk haftası kusadası her zaman hareketli olur ki herkes aşağı yukarı oradaydı.
2 senedir göremediğim bir çok arkadaşımlada hasret giderdim tabiri caizse. Şu anda odrumda tatilimin 2. evresindeyim ama sanırım istanbla dönmeden 1 haftasonu daha kusadasında geçireceğim. Henüz düşünme aşamasındayım:)
No comments:
Post a Comment