April 09, 2009

Levent is 25

Liseyi bitireli 7, üniversiteden mezun olalı 2 sene oldu. 18 yaşına girdiğimde kendimi bi bok sanırken şimdi 18 yaşına girenle bakınca 7 sene önceki halimi hayal bile edemiyorum...

Tüm dünyayı gezip masa başı ofisimde çalışmaya başlayalı neredeyse 1 sene oldu. Hatta bu yazıyı yazarken doğum günü geçeli bile tam 1 hafta oldu.

Sıgaraya başlayalı 8 sene, bırakalı 3 gün oldu...
Ben kendimi çok küçük sanarken, sunumlar yapılıp dünyanın kurtarıldıgı toplantılara girip Levent Bey diye hitap edilmeye başlanalı çok oldu...

Minik Levent tam 25 oldu...


Her sene benim doğumgünü yemeklerim ve buluşmalarım, katılanlar açısından biraz stressli olmustur. Hayatım boyunca değişik yerlerde tanıdıgım ve bugune kadar sağlam bir şekilde arkadaşlıgımı yürüttüğüm ama malesef birbirini hiç tanımayan bir sürü arkadaşım bir araya gelip sosyalleşmek durumunda kalmışlardır...Gerçi bir çoğu bu durumu avantaja dönüştürüp birbirleriyle çıkmaya ya da sevişmeye başlar (isim vermicem)...Yine de doğum günü toplantılarımın ilk 1 saati benim o gruptn o gruba koşturarak gezdiğim ve herkese bir diğerini anlatmaya çalıştıgım bir telaaş içerisinde geçer...en azından bu seneye kadar öyle idi
Bu sene ise senelerin veridiği olgunluk ve tecrube ile arkadaşlarımda pişmiş, neyi bulacaklarını bilerek gelmişler ilk 15 dakikadan sonra kaynaşmışlardı...
Senelerdir görmeye alışık oldugu tanımadıkları insanlar arasına benim yeni iş arkadaşlarımda eklenmiş ama mevcut insanlar bu yeni düşenleri hiç yadırgamamış senelerdir onlarda varmış gibi davranmışlardı...Burada sevgili Mine nin katkısını es geçmeyip ona özel bir teşekkür yollayacağım...Tüm gece benden eksik kalmayarak herkezle teker teker ilgilenip bir ara kafasına tül takıp hopsitality bile yapmışlığı vardır....

Her senenin bir diğer rutini ise
Yemekten sonre elenen ve geceye devam etmek isteyen azgın grupla bir mekana gidilip devam edilinir..Bu sene her nedense bu mekan babylon olarak seçilmiştir (Orda çalıştıgımdan olmasın sakın) ...Bora’nın ışıklı ayakkabıları ve Lazer showu eşliğinde yapılan çılgın figürlerden sonra içki limitini iyice aşanlarla ise geceyi bitirme mekanlarından biri seçilir
Bu sene her gece Machine isimli mekanda biter...Kapıdan girdikten sonra İstanbul’da oldugunuza bin şahit isteyen bu mekanda ise gece süprizlere açıktır...Orda yaşananlar bloglara yazılmaz ve fotoraflanmaz çünkü ayıptır ve ışıklar yanmadan mekan mutlaka ter edilir... Beyaz florasanda sabah saat 5 te insan hiç iyi görünmez Taksiye binip Kartala gündüz açarmısınız der....

İyi ki doğdum....

No comments:

Search This Blog