October 31, 2009

Sinyal Seviyemdeki Azalma!


Masterımın başladıgı ve işlerimin yoğunlaştıgı şu dönemde ufak çaplı bir depresyon geçirmiştim... Ciddiyim; spor yapmayı ve sokağa çıkmayı bırkatım, yumusak bir kanepe görüpte popomu rahat ettirdiğim her ortamda saatlerce sabit durabiliyordum. Bahanem de hazırdı, sürekli çok yoğun ve çok yorgun olduguma inandırdım kendimi hem fiziksel hem zihinsel olarak. Param da yoktu ve zaten dısarıda çıkmadıgım için son kalan paramla kendime dünyanın en luzumsuz alısverişini yaparak Zara’dan bir sabahlık aldım, artık evde uyandıgım dakikadan yatacağım dakkaya kadar biraz entel biraz bohem (ve birazda rukuş) bir o kadepede bir bu yatakta savruluyordum...
Tam 3 hafta sürdü iş ve okul dısında kafamı evden dısarı uzatamama hastalığım. Annemin bile benden daha fazla gece dısarı çıktıgını farketiğim geçtiğimiz hafta bende attım kendimi sokaklara ve Levent klasiği olan içkileri karıştırmaca oyunuma başladım, bu oyun bir diğer klişe ile sonuçlandı “Daha saat 4 e 10 var” dedim ve eve dönmedim tek başıma eğlenme pahasına...
Bu hafta ise kendimi herşeye vaktim olduguna inandırmıştım. Hafta içi düzenli olarak işe gittikten sonra 3 gün okula 1 gün spora gidebilir, Aşk-ı Memnu’yu izleyebilir, haftasonları ise sabah spora gidip öğlen sunumlarımı ve eğer varsa yazmam gereken diğer yazıları hazırlayabilir, akşamları ise sosyalleşebilirdim.
Çokta güzel planlamıştım bu haftasonumu. Tüketici Davranışları Motivasyon sunumumu Cumartesi sabah erkenden kalkıp hazırlayacak sonrasında ise Axel Kriygier roportajımı türkçeye çevirip dergiye yollayacaktım. Pazar ise yazmam gereken çok daha uzun ve önemli bir yazı vardı...Hiç biri olmadı bir takım sebeplerden dolayı.
Öğleden sonra spora gidip 45 dakika kadar bisiklete binmeyi planlıyordum, dizim iyice azdı. Artık yağmur yağacağı zamanlarda sızlamayada başlıyor...yaşlılık belirtileri işte
Gece ise önce Babylon’da Gus Gus President Bongo izlenecekti...İzlanda’dan gelen bu adam için oldukça yağmurlu bir gün...Hiç yadırgamayacak sanırım. Sonrasından ise Cadılar Bayramı partilerinden bir tanesine gidilecekti, zaten kostum giyip makyaj yapmayı hiç planlamamıştım. Yağmur bu açıdan beni daha fazla üzmedi o yüzden ( Eminim bir kısım insan oldukça paniklemiştir haftalardır düşündükleri saç modelleri ve makyajları bozulacak diye)
Eski arkadaşlarla kaynatma, yeni insanlarla tanışma ve yeni tanışılan insanları biraz daha yakından tanıma planlarıda vardı...herkes evinde mi oturur acaba bu havada?
Duş almam lazım bide, camdan bakıp şimdi dışarda olsam ne iğrenç ıslanırdım diye düşünürken, içeride keyif amaçlı duşa girip ıslanmak??? Bu benim için şu anda bi ikilem
Her zaman kış aylarında arkadaşlarımı böyle havalarda gaza getirmişimdir yağmur yağıyo diye tüm kış evdemi oturuacağız diyerek... ama camdan baktıgımda bu kış kendimde o enerjiyi çokta görmüyorum, çok yoğunum çok yorgunum...eyvah gerimi dönüyor yoksa!!!

Yinede ola ki çıkarsanız benden iki tavsiye: Babylon'da 23:00'den itibaren Gus Gus Dl Set: President Bongo (Kompakt) kaçırılmaması gereken gecenin eventi. Alternatif olarakta Tünelde Beyoğlu belediyesinin ynaında duvarın aşağısında eski bir marangozhanede gerçekleşecek olan Yiğit Karaahmetin Cadılar Bayramı Partisi...Herkes orada olacak. Eat me at Halloween.

Search This Blog