September 08, 2007

20.15 Vapuru, Tool Yolcusu Kalmasın....


Fanatik Tool hayranı değilimdir, gitmesem çok üzüleceğim bir konserde değildi, fakat her zaman oldugu gibi giden arkadaşlar vardı ve girişimiz vardı, e dedim gelmiş arkadaşlar görelim ne olacak:)
Tabi güzelde oldu. Ne denir hımmm çok "cool" bir konser ve çok "cool" bir sahne performansıydı.

Kadiköyden Beşiktaşa giden 20.15 vapurunda Fenerbahçe beşiktaş maçına giden Fenerbahçeliler gibi Tool a giden rockerlar vardı. Sonra aynı kadro otobüse binip Kuruçeşme Arenaya gittik. Yol boyu herkes Tool'Un ne kadar güzel bir grup oldugunu konustu, çok büyük bir kısım ise Kurucesme Arenanın nerde oldugunu bile bilmiyorud,bu bana çok enteresan geldi.

Anladığım ve sağdan soldan duydugum kadarıyla çok bilet satılamamaış mekanı doldurmak için Turkcell kampanyalar başlatmış davetiye sayısıda oldukça arttırılmıştı. 3000 bilet satıldıgı sölendi Tool için, ki bu Babylon Alaçatıda Oldies but Goldies için satılan bilet sayısı ile aynı, o yüzden çok inanmak istemedim. Fakat ortalıkta gezinen bir kaç tane topluklu ayakkabılı ve parlak pullu çantalı abla görüncede davetiye olayına inanası geliyor insanın...Benimde hep ağzımdan ilk seferde Tools diye çıkan grup bir çok kişi için
Windows, My Documents, Tools gibi bir şey olabilir:)) (by Gürkan)

Kalabalığa karışmadan kenardan sahneyi güzel gören bir yerden bir bira işliğinde konseri sonuna kadar izledim, 2 saat kadar sahnede kalan Tool oldukça başarılı bir performans sergiledi ama ben çok büyük bir heyecan duymadıgım için sizede bundan çok heyecanla bahsedemeyeceğim.

Sadece bu kadar büyük ve önemli müzik gruplarının tek tek Istanbul'da konser vermeleri beni çok sevindiriyor. Her ne kadar turnelerinin son konserleri oldugu için nispeten zayıf performanslar olsada yinede keyifli...

Işık iyiki gelmemişsin sen gelseydin çok sıkılırdın :)
Sırada Santral Istanbul ve Otto açılışları var...Akşama Silahrtarağa'dayız

September 07, 2007

Yedek Subay Aday Adayı

Bütün şehir efsanelerini dinledikten ve artık vaktim daralmaya başladıktan sonra askerliğimi tecil ettirmeye ve son yoklamamı vermeye Kartal Askerlik Şubesine gittim.
Olaylar şöyle başladı aslında. Bir gün önce Ragıp askerliğini tecil ettirmeye bense pasaportumu uzatmaya gitmiştim saat 15.00 gibi Ragıp'ın işi biterken kapıya bir liste çıkardılar ve Kartaldan kalanlar ismini yazsın dediler. Bende hiç bir belgem yanımda olmamamsına ragmen yazdım ve o liste en sona kaldı o gün. Adam çıkıp yarın sabah ilk bu listeyi okuyacağım dedi.
Sabah 0.8.15 te gittim ve 08.45 te içerdeydim. Bir önceki gün konustugum insanlar sabah 7 de gelmiş ve akşam girememişler ertesi sabah tekrar benlen birlikte bekliyorlardı... Muhtemelen benden nefret etmişlerdir.

İçeri girdiğimde önce alt katta bir form ve anket doldurdular. "Komando olmak istiyormusunuz" gibi sorular vardı... Evet çooooookkkkk, güneşli günlerde güneş gözlüğü takmaz gözlerimin altını kömürle siyaha boyarım. Öle çok istiyorumki....

Daha sonra formu dolduruken iyi ingilizce, iyi yüzme falan gibi cevaplar verirken acaba hatamı yapıyorum gibi sorular gedi kafama. Bu konuda bir strateji belirlememiştim ve kimse bana bir şehir efsanesi anlatmamıştı. Acaba çok cahil bir yedek subay aday adayı olmak dahamı iyidi. Tam o sırada yanımdaki çocuk ehliyetim var ama sölemicem diyince kafam iyice karıştı. Ama her konuda oldugu gibi bu konudada hırslaıp en iyi yedek subay aday adayı olmaya karar verdim bir saniyede.

Yukarı çıktıgımda gün boyu bitmeyecek bir imza zincirine dahil olacağımın bilincinde beklemeye başladım...Danışmadaki kadın sen üniversite mezunumusun diye sordu 10 larca lise mezunu, terk, ilk okul mezunu ve okumayazma bilmeyen arasında 2-3 kişi dikkat çekmiştik.
Gel kardeşim gel siz burda sefil olmayın işinizi halledin hemende diğer işlerinize bakın diyerek tüm belgelerimizi bir çırpıda hazırladı ve komutana imzaya yolladı. Bir an sinsi planlar yapıp garip şeyler düşündüğüm için mahçup oldum. O an utanıp askere yazılabilir ve hemen vatani görevimi yrine getirebilirim diye düşündüm. Çünkü herkes bana çok iyi ve yardım sever davrandı. İşlerimi çabucak halletmemi sağladılar. Bende havaya girip komutanın odasına girdiğimde "Günaydın komutanım "dedim hemde hızlı ve yüksek bir şekilde. Selam bile verebilirdim nasıl vrildiğini tam bilseydim.7-8 imzadan sonra ilk askerlik arkadaşım olan Murat'la tanıştık. O 3 gün sonra askere gidiyor ve nereye gideceğini yanımda öğrendi. Uzun dönem Manisa Piyade eri. Ona hayırlı teskereler diyorum bütün öğleni beraber imza almaya çalışarak geçirdik. Ben daha sonra ilk askerlik arkadaşımdan ayrılarak yukarı muayene olmaya çıktım( muayenenin böle yazıldıgını hiç tahmin etmezdim çok zormuş) bir grup abidik gubidik insanla garip bir odada soyunduk ve heyetin karşısına çıktık. Önce kolarımızı öne doğru uzattık sonra arkamızı döndük sanırım popomuza baktılar:) sağ ayak kaldır sol ayak kaldır. Renk körlüğü testinde enteresan bir olay oldu. yanimdaki çocuk 5 rakkamını çok emin bir şekilde 83 diye okudu ve sonrada kusura bakmayın güneşe baktımda gözlerim kamaştı dedi, sonradan sorulan bütün rahamarıda ya okuyamadı ya alakasız rakamlar söledi. Adamın sınav yapmıyorum çocugum kızmicam okuyamıyosan okuyamıyorum renk körüsün de demesi ile çocuk neredeyse ağlayacaktı. Bir yandan güldüm bir yandanda insanların "erkek dediğin askerlik görevini yapar, kaçmaz, korkmaz, askerliğini yapmayan yarım erkektir" gibi garip görüşleri bu kadar benimsemesine şaşırıyorum. Mesela yanımda Komando olmak istiyorum boyumu biraz daha uzun yazarmısınız diye çırpınan bir çocuk vardı.

Neyse saat 12.oo oldu sistem kapandı ve benim henüz 1 imzam eksikti. Ama çok yardım sever çalışanlar üşenmeden söylenmeden sistemi geri açıp evraklarımı işleyip son imzayıda attıktan sonra yemeğe çıktılar. Ve herkesin sölediği ortak 2 şey vardı:
1. Kimliğim çok eskiymiş değiştirmem lazım
2. Tecil işini bu kadar çabuk halledebildiğin için çok şanslısın

September 04, 2007

Rock'n Coke


Bu sene sadece 2. günü orada olabildim ama zaten en çokta Franz Ferdinand konserini dinlemek istiyodum. Birde Bedük dinlemek istiyordum ama nasib olmadı....

Gün boyu backstage de vakit geçirdikten ve kendi grubumu(buraka som sistema) otellerine döndürüp yatırdıktan sonra Franz Ferdinanda yavşadım hatta tavsadım. Hatta daha önce pek girişimde bulunmadıgım halde bu sefer imza aldım ilk defada kendim rehberi olmadıgım birisi ile fotoraf çektirmek için bıdı bıdı yaptım

Sonrada konseri en en önde deli gibi dans edip aşağı yukarı tüm şarkıları söyleyerek izledim.

Micheal you're the boy with all the leather hips

Sticky hair, stickyhips, stubble on mt sticky lips

Michael you're the only one i'd ever want

only one i'd ever want

only one i'd ever want

Beautiful boys on the beautiful dance-floor

Michael you're dancing like a beautiful dance-whore

şarkısında sözlerini Levent olarak değiştirip Bikem ve Ceren ile oldukça eğlenceli bir konser geçirdik.

Bu arada Bikemin orada olması ayrı bir vakadır, uzun uğraşlar sonrasında konser alanında birbirimizi bulabildik. Çok sevindim çok özlediğim ve uzun zamandır görmediğim canım arkadaşımı görünce. Küçük Paris Hilton...ya da Paris Hiltonamı küçük Bikem demek lazım....

Güzeldi güzeldi, Dönüşte utanmadan Franz Ferdinand'ın arabası ile şehre döndüm birde üstüne üstlük muhabbeti koyulaştırıp myspace'ten bütün gün muhabbet ettim. Bu kadar çok seviyomuydum bu grubu bilmiyorum ama havaya girdim sanırım:)
1 şişede şarap kopardım, hediye....
Daha anlatacak çokta bir şey yok, güzel konserdi güzel festivaldi,
bol dedikodulu bir festivalde tabi ayrıca:)

BBG


Efsane geri döndü arkadaşlar. Cumartesi dışarı çıkalımmı çıkmayalımmı diye düşündüğümüz üşendiğimiz akşamlarda amaaaaan salla ya evde oturup içki cips alıp BBG eleme gecesi izleyebileceğimiz bir dönem daha başladı. Ben başlayacak diye ortalıkta söylentiler gezmeye başladıgı zaman çok heyecanlanmıştım. Hah dedim bu sefer Dünya standartlarında olucak, özellikle yapıcaklar, özellikle insanları seçicekler, birileri evde sevişecek, çıplak gezecek, gayler lezbiyenler olacak(En azından bir tane) duşta kamera olacak ama sansürlüde olsa gösterilecek, herkes her konu hakkında konusabilecek, küfür edicekler...diye hayaller kurarken ilk anonsla kızlar ve erkeklerin yaşam alanlarının ayrı oldugu açıklandı. Neden???? Uyurken birbirlerinin popolarınamı bakıcaklar? Neden bu insanlar sevişmiyo öpüşmüyo küfür edemiyo duştan çıkıp havluyla gezemiyo, eğer bu program gerçek hayatın konsantre versiyonunu gözlerimizin önüne taşıyıp evlerimize getiriyosa ben bunları görmek istiyorum

Bu arada çok düşünülmüş taşınılmış, ikinci hafta psikologlar sosyologlar toplanıp Savaş Ay'ın programına falan çıkmasınlar diye yeni kurallar konmuş

İlk kural:
Evdeki herkes bir Deney Faresi aslında. Kafaları boş birer kağıt, ve bbg evinde oldukları müddetçe bilir kişiler tarafından eğitilecekler

Bi defa herkes neden her hafta bir kitap okumak ve bir belgesel izlemek durumunda??? Türkiye halkının geneli böylemi? Ok kitap okumak çok güzel keşke herkes okusa ama herkeste kitap okumaktan çok zevk almak zorunda değilki ayrıca okudukları kitapların yazarları ile kitap hakkında tartışmak hiç zorunda değil. Ayrıca hepsinden geçtim ev halkının zaten yakından uzaktan kitap ve belgeselle alakası yok.
Çok sıkıcı akteviteler. Zaten demin gördüğüm kadarıyla ev halkı hırsız polis ve sessiz film oynamayı tercih etmişler bile.

Yarışmanın ana sponsoru M.P olmuş. (hala varmı o ayakkabıdan, küçükken annem almıştı bir tane)
Kural 2: Herkes dişlerini düzenli fırçalamak zorunda...
HIm peki buda çok güzel ve sağlıklı ama ayıp değilmi insanlara bunu zorunlu kural şeklinde sunmak. Acaba o kağıtta herkes kakasını yaptıktan sonra poposunu temizleyip ellerini iyice yıkamak zorunda falanda yazıyomu....

Bunun yanı sıra neden herkes bir sosyal içerikli proje hazırlamak zorunda, insanların kendileri için düşündükleri kariyerde vatan devlet toplum ve insanlık adına çok hayırı olacak bir iyilik yapmak olmayabilir, herkes sosyal içerikli bir projdede yer almak istemeyebilir... böle kurallar koyunca acaba program çok elit mi oldu?
Herkes düzenli arp dersleri alıcak, fransızca öğrenicek, düzenli radikal ve cumhuriyet gazeteleri okunacak, gazeteler okunduktan sonra 45 dakika boyunca ekonomi ve siyaset sayfaları hakkında yorumlar yapılacak, o gazetelerin köşe yazarlarıda evi ziyarete gelecek....

Neyse yinede sıkıştıkça hepimiz izlicez
Izlemiyorum demeyin inanmıyorum
2 kanıtım var
1. si Berk BBG taksisine bindiğinde herkes ama herkes gördü tv de
2.si ben otel yarışmasına konuk girdiğimde çıkmamla birlikte 17 kişi aradı sen napıyosun orda diye
Ben öle şeyleri takip etmyorum populer kültür sevimiyorum ay çok varoş çok kenar, tahammul edemiyorum diye triplere girmeyin hepiniz bok gibi izliyosunuz:)
Uyurlarken bile izleyen arkadaşlarımız var ööhööömmm :)

September 02, 2007

Strange....

Little 15 Gürkan'dan Strange love

Bu video Gürkan'ın annesinin sarı bodysi ile tamamen evin tanıtımı için çekilmiştir. Gürkan'ın bodrumdaki yazlık evine tatile gitmeyi planlayan arkadaşlara evin neye benzediğini gösteren bir belgeseldir. Normalde normal olan arkadaşım tamamen normaldir. Akıllarda soru işareti bırakmaması gerek bu video tamamen eğlendirici, eğitici ve öğreticidir...

Daha öncede bir yerlerde demiştim bunu ama ... "kazık kadar adam oldu, utanmıyooo" :)

Search This Blog