May 23, 2009

DAMDAKI YABANCI

Istanbulda yasiyor olmanin bir cok farkli yolu var. Yaptiginiz is, takildiginiz insanlar, gittiginiz mekanlar, yasadiginiz semt,yeni sevgiliniz, tek gecelik iliskinizden sonra sevgiliye donusen tanimadiginiz insanlar…cok fazlar farkli etken Istanbulda ki yasaminiza yon veriyor ve kisa donem cevrenizi degistirebiliyor…Ama ozellikle Istanbul da yasayan yabancilar la iletisim icinde olan bir grubunuz varsa o zaman cok daha degisik maceralara dalabiliyorusnuz.


Istanbulda yasayan yabancilarla iletisim icinde olmanin en guzel kismi kendinizi Istanbul’da yasayan bir yabanci zannetmeniz oluyor. Bir kac saat icinde moda giriyor Ayasofya Camiini gosterirken sizde ilk defa goruyormussunuz gibi davranabiliyorsunuz. Bunun icinse bir sehir turu yapmaya gerek yok cunku neden oldugunu bilmedigim sekilde Istanbul’da yasayan turistler bir sekilde her zaman sehrin en guzel manzarali teraslarindaki partileri biliyor oluyorlar, ki bunlar bar café gibi mekanlar degil genellikle istanbul’da ki bildigin yerlilerin teraslari. Son bir yildir ne zaman terasi olan bir evde partiye gitsem, ki bu terasin cok ta ahim sahim olmasina gerek yok ufak bir manzarasi olun ve icki iciliyor olsun ya da ininailmaz bir manzarasi olsun ve cok daha extreme seyler yapiliyor olsun, 5. Dakikadan intiraberen yeni tanistigim maximum 3. Insanin adi ya Christopher ya Alex ya Claire ve Maria


Dun bir kez daha bunu dusundum, nasil oluyorda bu yabancilar geldikleri sehirlerdeki en guzel teraslari olan insanlarla bir araya geliyorlar ve en sevimli relax partilerin vazgecilmez isimleri oluyorlar…


Guzel manzarali teraslarin oldugu semtler agirlikli olarak turistlerinde yasadigi bolgeler bu kabulum. Dolayisiyla ayni semtin cocuklari bakkalda markette kapinin arkasindan bir araya gelip bir muddet sonra arkadas oluyor ve digger tum yabancilarida gelin gelin teras buldum diye cagiriyor olabilirler.
Ikinci bir secenek olarakta o bolgede yasayan yerliler Benim terasim var diye bu avantajdan prim yapmak istiyor olabilirler…


Sebebini kesfedememkle birlikte kesin bir sonuc var ortada…Turistler damlarda geziyor. Ve sayilari cook fazla...


Gecen gun tanistigim bir belcikali grup vardi. Istanbulda kac belcikali vardir dersiniz…Istanbulda yasayanlarinin sayisi 2000 I geciyor ve tahmin edin??? Hepsi de terasli ev partilerinden cikmiyor…


Sevdigimiz bir ulkenin baskonsolosu harika manzarli dairesinde ev partisi veriyor katilan az sayida yerli kendini turist zannediyor.
Sevimsiz Amerkilalilar Turk sevgilileriyle yerden 60 metre yukseklikte opusuyor
Marjinal yabanci ciftler harika evler kiralayip insaat isine girisiyor ve 3 duvari cam olan yatakodalarinda sevisiyor.


Bu yuzden ne zaman yuksek bir katta guzel manzarali veya terasli pir partiye davet edilsem manzaradan suphe ederim ama orada tanisacagim bir Chirsopher ya da Maria olduguna asla suphe etmem...


Isin komik kimmi kendimi dusunuyorum… Portekizde katildigim terasli partileri, Floransa’da 3 gun gecirdigim Muhtesem terasli evi ve aksam uzerleri gun batimi partilerini, Seattle’daki orman evinin cati katini ve catisini…
Baska bir ulkeye cikinca catiya dogru yonelme egilimi olabilir mi insaniglunda…

May 20, 2009

Soyunma Odasi Soyunanlari

Spor salonlarinin soyunma odalari herzaman insanlari analiz etmek acisindan en onemli mekanlardan biri olmustur benim icin…Cok garip huylari olan birsuru erkek bir araya gelip soyunur. Zaten bir suru erkegin bir araya gelip vucudlarini gelistirmeye calismasi sonrada ayni odada soyunmasi fikri basli basina cok komik degil midir ? 16 yasindaki yeni ergenlerden 60 yasindaki andrerepozlu amcalara kadar herkesin bir amaci vardir o salona gelirken…ve bu amaclar her zaman gorundugu ve dusunuldugu kadar masumane de deigldir…
Soyunmaya ve giyinmeye calisma stillerine gore bir cok gruba ayrilir insanlar
Hayatini gyme adamis super bir vucuda sahip olmus ama o vucuda sahip olabilmek icin tum vaktini salonda gecirdigi icin disarida sosyallesmeye hic vakti kalmamis elma popolu baklava karinli genis omuzlu cocuklar daha soyunma odasinin kapisindan girerken pantalonlarini indirir spor yaptiktan sonrada soyunma odasindan saunaya oradanda dus kabinlerine cirilciplak giderler hele guvendikleri sadece vucudlari degilse o zaman birde ufak tebessum vardir bu yuruyus sirasinda suratlarinda…Bu tip en sinir bozucudur o yuzden bu tiplerle karsilastiginda her zaman aklina getirmen geren tek kural vardir. Isten cikip yatana kadar spor yapan hatta ise gitmedende sabah 1 saat kardiyo yapan bu kategori elde ettigi bu fit vucudu sadece 1 haftalik yaz tatilinde kullanabilir…
Utangac erkek tiplemesi giyinip soyunurken sekilden sekile girer…Popo catali bile gorunsun istemez havlu sarip tek eliyle havlu dusmesin diye tutmaya calisirken digger eliylede havlunun arasindan ic camasirini indirip kaldirmaya calisirken tokezler dengesini kaybeder yada tam islem biyterken bir terslik olur havlu kayar duser acilir vet um cabalari bosa gider zaten komik bir durumdayken dahada rezil olur… Bu tiplemenin analizi derinlemesine yapildiginda altinda yatan sebepler cok daha karmasik ve ciddidir…
100 kiloyu geckin ve standart gym soyunma odasi havlisi belinin cevresinde bir tur atamayacak kadar kilolu olan amcalar nedense kendilerine en cok guvenenelerdir. Bunlar gobeklerini ve kocaman kaba etlerini ve gobeklerine kadar sarkan goguslerini killi sirtlarini sergilemekten hic cekinmezler… terli ve ciplak bir sekilde oturma unitelerine oturarak giyinirler ve sen bird aha o bolgeye hic yaklasmamak icin and icersin… Bu tip ya cok caresizdir ya da uzulerek soyluyorumki araniyorlardir…Bu tezi sauna ve buhar odasinda dogrulamak mumkundur…
Soyunma kelimesine tahammulu bile olmayan karakter daha sporu biter bitmez alnindaki teri damlamadan cantasini alip kosarak odadan uzaklasir…bu tipi taniyip analiz etme sansini yakalamayzsin bile
Gymden cok saunada vakit geciren ve cevresinde kucuk bir golet olusturan igrenc tip spor salonuna hic gelmemelidir bile
Her salonda en az birtane olan ve yarismalara hazirlanirmiscasina abanan 300 kilo ile bacak 100 kilo ile kanat calisan ve sisen tip soyunma odasinda yardima ihtiyac duyar ve garip bir sekille kollarini one uzatarak yardim ister tshirtunu cikartmaniz icin…Bunu yapmaya can atan tip ise birkac onceki toplemede bahsedilen amca tiplemesidir ama yarismayi 16 yasindaki ergen kazanir…
Tum bunlar degerlendirildiginde soyunma odasi sir olarak kalmasi gereken 10 -15 dakikanin yasandigi ve turk erkeginin sosyal durusyla hic bagdasmayan gunah bahcesidir…

May 19, 2009

Kokain Geceleri


Kitap okuyamama donemimden hazir kurtulmusken hizla aldigim ve bitiremedigim hatta baslayamadigim kitaplari hizla elden gecirdim... Aylar once almistim Kokain gecelereni' kitabin ortasina gelmeme rahmen kokain in K sinin bile gecmemesi beni biraz sasirtmis olsada olaylar inanilmaz surukleyici ve merak uyandirici...Bu aralar alinizden dusmeyecek bir kitap ariyorsaniz tavsiye edilir

Ballard, yerküreyi kanser gibi saran evrensel yalanların kabuğunu kaldıran bir yazar. Sınır tanımayan gözleriyle alt-gerçeği gösteren, okuru "öteki görüş"e çağıran bir kışkırtıcı. İnsan ruhundaki patlayıcıları keşfeden bir kimyager. Cennete Bir Koşu'da gösterdiği gibi bir "boş hayal" yıkıcısı... Kokain Geceleri'nde ise görünürde sakin ve sterilize bir mekanı fon olarak seçerek, projektörlerini gizli suç dünyasına yöneltiyor. Üstelik, şaşırtıcı benzetmelerle romana zengin bir şiirsellik katarak yapıyor bunu... İspanya'nın Akdeniz kıyısında yer alan Estrella de Mar, zengin İngilizlerin vakitlerini kültür ve spor etkileriyle geçirdiği seçkin ve huzurlu bir tatil yeri görünümündedir. Fakat esrarengiz bir yangın bu yaldızlı dünyanın altındaki karanlığı ortaya çıkarır... Ballard suçun rantı, uyuşmuş benliklerin suç bağımlısı bir coşturucu başı tarafından kışkırtılması, günümüzde yetişkinlerin oyununa dönüşen pornografi, uyuşturucu alışkanlığı vb. suçların cazibesi gibi çarpıcı gerçekleri romanda zekice tartışarak yepyeni açılımlar getirir. Bu solukta okunan heyecan dozu yüksek temposuna karşın, Kokain Geceleri eğlendirmeye çalışmaz sizi, kendinizden uzaklaştırıp oyalamaz; tam tersine, tuttuğu mercekle size kendi gerçeğinizi gösterip irkiltir. Kolektif suçla bireysel suç arasındaki kaygan sınırda gezinerek bu alanda paylaşılan suçun vicdanlar üzerindeki etkisini tartışır; toplumsal karşıklıkları üzerinde düşünmeye davet eder. Suç ile başkaları tarafından konmuş sınırları yıkmak isteği arasındaki yakınlığın altını çizer. Yasaktaki yaratıcı dinamizme ve uygarlığın temel dinamiklerinden birinin suç oluşuna dikkat çeker.

Zorlama Sezon Acilisi


Taze calisan olarak ilk defa bir izin gunu kullaniyorum. 18 Mayis Pazartesi'yi izin alarak 4 gunluk kisa bir tatil yapiyorum ve hic bir telas yasamiyorum.
Hepmizde vardir o telas; uc gunluk tatilim vardi ve Barcelona da harika bir haftasonu gecirdim... Hafta sonu icin Avsa Adasi'na kactim; Cumadan gittim Pazar aksam dondum...
Yalan solemicem; bende bu tatilim icin boyle planlar yapmistim ama olmadi ama olmadi da ne oldu... Adi tatil olmadi mi? oldu... Anladiniz mi bu cumleyi?
Bende Cumadan Mudanya da oturan arkadasim B.G(hadi desifre etmiim) nin yeni kiraladigi evine gidecektim. Civardaki tum turistik yerlerin listesini cikartmistim..Hava degisikligi ne de olsa. Hizli feribottan bile bilet almak uzereyken Mortage kurbani oldum... Yeni evinizde gule gule oturun
Ama gitmedim de ne oldu dinlenemedim mi..tatil yapamadim mi kucuk haftasonu tatilleri icin aldigimiz cek cek bavullarimla ordan oraya giderken hava atamadim mi ...Olsun
Bostanci residance a check in imi yaptim bacaklarimi uzattim ve Lostun 5. sezonunu izledim 17 episode,bb me dusen mesajlari olayla hic alakam yokmus gibi okudum, spora gittim. Bol bol uyudum; istenmeyen et benlerimi yaktirdim
Eurovision izledim; cadde de yuruyuse ciktim, gec saatlerde dondurma yedim, sadece 3 kadeh sarap 1 bira ictim 3 gunde toplam,

Ama illa ucundan kiyisindan bir seyleri zorlamam gerekiyordu, en guzelinden havaya nasil girerim diye dunurken Ragip cika geldi ve ben de kendimi " Mayisin 17 si oldu daha ayagimi suya sokmadim" diyerekten havuza attim...Hemde neredeyse gunesin batacagi saattee. Yuzdum Yuzdum yuzdum kurulandim. Ayagimi suya soktum ve zorlama sezon acilisimi yaptim

DINLENDIM
YARIN DAHA DA DINLENICEM

Gozumun Ustunde Kasim Var

Bir sabah uyandigimda kasimin altinda gozumun ustunde ufak bir nokta farkettim…Cektim cektim oynadim yuvarladim tum gun elim ordaydi… bi muddet sonra buyudu uc verdi kesmeye calistim daha da cok oynadim hep aynada onu goruyodum sokakta yururken arabalarin camlarin yansimalarindan bile ilk onu goruyodum…Hayatta kotu giden herseyin sebebi oydu. Icimdeki kotulugun disari yansimasi bende daha cok cekistirdim kocaman oldu daha da uc verdi uzadi asagi sarkti gozume perde indi yukari baktigimda onu goruyodum…
Insanlar aaa kasinda bisey kalmis diyolardi, kasimdaki sumuk
Basiretim baglandi
Aylarci doktora gidemedim cekistirdim durdum kasinda bisey kalmis diyenlerine eline elimin tersiyle vurdum…
Arkadaslarim ip bagla duser dedi
Daha komigi de oldu bu sabah Adatepe kizilayin cildiyecisi muayne ucretini odedikten sonra bana ip bagla duser dedi…bide okiyip ufliyim kursun dokiyim istersen…
Ikinci asama olarak annemin cildiyecisne gittim ve tmiz bir sekilde sadece kasimdaki degil vucudumdaki 4 et benini yaktirdim …anneler bilir..anneler dogruyu soler…

May 18, 2009

Salom Moscow

Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!



Years ago, when I was younger,
I kinda liked a girl I knew.
She was mine, and we were sweethearts
That was then, but then it’s true

I’m in love with a fairytale,
even though it hurts
‘Cause I don’t care if I lose my mind
I’m already cursed.

Every day we started fighting,
every night we fell in love
No one else could make me sadder,
but no one else could lift me high above

I don’t know what I was doing,
when suddenly, we fell apart
Nowadays, I cannot find her
But when I do, we’ll get a brand new start

I’m in love with a fairytale,
even though it hurts
‘Cause I don’t care if I lose my mind
I’m already cursed

She’s a fairytale
Yeah…
Even though it hurts
‘Cause I don’t care if I lose my mind
I’m already cursed

Her sene klasik bir eventtir Eurovision partilerim…En baslarda her ne kadar dayatma yoluyla insanlara Eurovision izletsem de zamanla tarih yaklastikca bir cok kisi sorar olmustur “EEee bu sene nasil bir event yapiyorsun” diye…
Kimin hangi ulkeye kac puan verecegeni uc asagi bes yikari tahmin etsemde; degerlendirmeleri hangi sarkiyi begendigimden cok hangi sarkinin formata uygun oldugunu bularak yapsamda hep cok eglenmisimdir bu yarismayi izlerken…Ozelliklede puanlama bolumune gelince.
Salom Moskow, Merhaba Moskova, Good evening and thanks for the traffic show…
Bu sene tarih benim acimdan cok uygun bir doneme denk geldi. Petek Kazakistandaydi ev bana kalmisti Pazartesi izin almistim ve 4 gunluk bir detox tatilindeydim…No more night life
4 gun boyunca sadece evde oturup film/dizi izleyip spora gidecektim. Keza oyle de yaptim
Dusuk bir katilimla da olsa Eurovision partimi gerceklestirdim…Mine ve Ragip arkadaslarima katilimlarindan dolayi pek tesekkur ederim.
Gecenin basindan itibaren Mine ve ben Korhan Abay ve Bulent Ozvereni solda sifir birakacak yorumlarimizla hic susmadan elestiri yaptik. Birbirinden korkunc ama eglenceli sarkilara puanlar verdik. Almanya Norvec Ermenistan Isvec ve Rusya idi ilk besim..Mine’ninde asagi yukari boyleyi sanirim. Ama sadece Norveci tutturabildik ve iyi bir Eurovision izleyicisi olmadigimiza ve o kafaya yeteri kadar giremedigimize karar verdik uzulerek
Her sarki, sonlara dogru bir ton yukselir tum Eurovision parcalarinda …Neden acaba?
Neleri sevdik peki?
CIRQUE DU SOLEI
Moskova’daki salonun buyuklugu
Almanya’nin showu
Azerbaycan oylarini veren kadin
Bosna Hersek oylarini veren deli
Neleri sevmedik?
Sakis’in Cirque du Solei takliti sahne performansi
Hadisenin showu
Turkiye’den oylari veren kadin ve sac modeli
Ingiltere ve Azerbaycanin bu kadar yuksek oy almasi
Komsularin birbirinin arkalarini yalamalari
Not: Bi Umut vardi...Nerelerde acaba? Her Eurovision izledigimde aklima geliyor
Not 2: Universite Mezuniyetim icin ozel diktirdigim yelek Norvecte moda olmus anlasilan:)))

Search This Blog