March 05, 2007
Buzda Dans Yarı Final
Rezilliğin son noktası olan bu yarışmada bu akşam olanlara bir mana veremedik(ki başlarda severdik, eğlenirdik, kafa dağatırdık). Ece ile evde Buzda dansın bir bölümünü izledik ve en son Ece kafasını yastığın altına saklıyodu... ekrana bakakaldık hiç birşeye anlam veremedik.
Behzat Uygur bir sorusuna "Bu soruyu sana bir kadın olarak soruyorum" dedi :)
Yarışmacılar Başta Bülent Polat olmak üzere ciddi küfürleşiyorlar... Hatta Bülent Polat jüri üyelerinden birine "Estetikten bahsediyorsunuz, gelin beni kuliste çıplak görün" dedi ve kulise giderken zoro kostümü ile kılıcını sallıyor git ıstakoz sat diye bağırıyordu.
Asena kuliste çok yalnızım diye katıla katıla ağladı
Zeynep Tokuş bıkmadan usanmadan bir çocuğa dağa paten giydirip örnek olurasam ne mutlu bana diye zırvalamakta ve kibarcık rolunu oynamakta idi en son saçmalamakta zirve yaptı ve bu dansımı Sıla'ya adıyorum dedi.
Yine Bülent Polat hayatımda hiç spor yapmadım diyor( Yapsaydın kim engelledi seni, biz hepimiz yapıyoruz sporumuzu).
Herkes çok saygı ve sevgi çerçevesinde olmaktan bahsedip 2 cümle sonra bir eleştiri aldıklarında çingen gibi çemkiriyorlar. Jüriler kendi aralarında kapışıyor bir yandanda ışık yakıyorlar birbirlerine ( "Istakozcu Sema"!!!! yanında oturan adam için resmen bana yazıyor demeye getirdi....!!!)
Bir müddet sonra saç saça başbaşa girecekler diye tetikteyiz. Birileri sahnede konusurken kulisten ciddi bağırışlar küfürler geliyor. Kılıç kalkan sopa paten millet birbirinin üstüne yürürken 2 cümlede bir bu muhteşem ve çok kaliteli organizasyonda yer almaktan gurur duyduklarını ve tabikide bir gence daha paten giydirip iyi örnek olmak istediklerinden bahsediyorlar...
Prof patenci olan eğitmenlerimizde artık işin içinde Slovak Olga Türklerden beter sağa sola sataşıyor, konusmadıgı zaman mimikleriyle karşısındakini yerin dibine sokuyor. Kavga çıkınca taraflar birbirlerine sarılıp oley falan diye bağırabiliyorlar(düşmanımın düşmanı dostumdur)
Zeynep Tokuşun kocası Robert için zaten onun ne oldugu belli aralarında bir şey olamaz diye kameralara bağırıyor. Hocalar jüriye çamur atıyor, jüri programın başında paha biçemediği nereye oturtucağını şaşırdığı hocalara "amaan ne sandılar kendilerini sadece sıradan birer eğitmen hadlerini bilsinler" diye bağırıyor. Gamze ise programı toparlicam diye allanmış pullanmış çırpınıyor bir kenarda.
ve program tam biter bitmez herşeyi tamamen unuttuğumuz için 15 dakikalık özeti başlıyor.
ve yine o da bitince Pazar keyfinde tüm programı 20 dakika baştan izliyoruz.
Tüm Buzda dans ekibine teşekkürler...
March 04, 2007
Six Feet Under
A drama series that takes a darkly comical look at members of a dysfunctional Pasadena family that runs an independent funeral home.
Süper kahramanlar, esrarengiz olaylar, uzaya kaçırılanlar, ıssız ama gizemli adalar, böyle dizilere çok alıştık ve bunun dısında kalanlar bize sıkıcı gelmeye başladı. Bende o dizilerin çoğunu tükettiğim için kendime yeni alternatifler ararken daha önce hiç izlemediğim ama Ece'nin hiç kaçırmadığı Six Feet Under'ı izlemeye karar verdim ve 1. sezonu edindim kendime.
Normal gibi gözüken ve baba mesleği cenaze levazımatçısı olan bir ailenin hayatını anlatıyor dizi. Seattle dan dönen Nate uçakta tanıstığı ve havaalanında depoda sex yaptıgı Brenda ile aşk yaşamaya başlar. Nate, David ve Claire'ın babaları trafik kazasında ölür. Anne Ruth'un iki yıldır başka bir adamla ilişkisi oldugu David'in gay oldugu Claire'ın ise sorunlu bir gençlik yaşadıgı dizide olaylar zinciri bu ailenin yaşadıkları çerçeveside gelişiyor. Ayrıce her bölümde diziye katıan konuk oyuncular birbirinden renkli.
Episode ların başında gerçekten yaşanmış enteresan ölüm hikaylerini görüyoruz, ve cesetler malum evimize mumyalama ve makyaj için geliyorlar.
Bölüm sonunda da aman allahım haftaya ne olacak acaba diye kilit noktalarda bitmiyor dizi.
benim en sevdiğim yanı ise çok normal ve güzel ilerleyen dizide herkesin gördüğü hayaller ve kurdukları düşler. Hiç beklemediğiniz bir anda karakterlerin aklından geçenler çok güzel bir anlatımla görselleştiriliyor. Bu konuda benim en sevdiğim karakter ise anne Ruth, Franches Conroy tüm bölümlerde muhteşem bir performans sergiliyor. Mesela Ruth sevgilisiyle kampa gittiği bölümde aspirin yerine yanlışlıkla David'in ex lerinden birini aldıgında gördüğü hayaller inanımaz gerçekçi ve çok eğlenceli ve abartısız idi.
(Series Cast Summary - 12 of 144)
Peter Krause | ... | Nate Fisher (63 episodes, 2001-2005) | |
Michael C. Hall | ... | David Fisher (63 episodes, 2001-2005) | |
Frances Conroy | ... | Ruth Fisher (63 episodes, 2001-2005) | |
Lauren Ambrose | ... | Claire Fisher (63 episodes, 2001-2005) | |
Mathew St. Patrick | ... | Keith Charles (63 episodes, 2001-2005) | |
Freddy Rodríguez | ... | Federico Diaz (62 episodes, 2001-2005) | |
Rachel Griffiths | ... | Brenda Chenowith (59 episodes, 2001-2005) | |
Justina Machado | ... | Vanessa Diaz (39 episodes, 2001-2005) | |
Brenna Tosh | ... | Maya Fisher (33 episodes, 2003-2005) | |
Bronwyn Tosh | ... | Maya Fisher (33 episodes, 2003-2005) | |
Jeremy Sisto | ... | Billy Chenowith (29 episodes, 2001-2005) | |
James Cromwell | ... | George Sibley (27 episodes, 2003-2005) |
"
Excellent, one of the best shows I've ever seen., 8 May 2002
It's hard to describe to those who haven't watched this brilliant show what it's like. Six Feet Under is simply in my opinion, the best hour on television, and one of the best shows ever. Of all time. Brilliantly written, brilliantly told, brilliantly acted, brilliantly brilliant. I've never used brilliant so much in a review before.
First off, it's a show about a very real family, with very real issues to deal with. The family, who have just recently lost the father consists of the mother Ruth, two sons Nate and David, and sister Claire. The two brothers run the business prviously owned by the father, a funeral parlor. I just love this show. There is not a single bad actor on the show, in every role. The family is probably one of the most real ever portrayed on TV, the characters being all easily relatable to, I myself can relate to two of them in particular. It's fresh, at times funny, at times sad, at times everything. Every single actor is amazing in their roles from Brenda to David to Keith to Ruth to Frederico to everybody. And the story lines are just so brilliant, dealing with life and it's purpose, seen throught the eyes of these people who work with death in a funeral home. It's just amazing.
I could rave on and on for hours about how great this show is and how much I love it, but I have to stop sometime. If you haven't yet watched Six Feet Under please do yourself a favor and do. I love it and it's one of my all time favorite shows. Simply, yes, you guessed it, brilliant."
www.imdb.com
Ay Tutulması
"Albayrak, 3 Mart gecesi TSİ 23.30'da ayın sol taraftan kararmaya başlayacağını, tam tutulmanın ise 00.44-01.58 saatleri arasında yaşanacağını bildirdi. Tam tutulma sırasında ayın renginin koyu kırmızıdan sarıya dönüşeceğini belirten Albayrak, tutulmanın izlemeye değer olan bölümünün 1 saat 14 dakika süreceğini kaydetti." Zaten tutulmanın izlemeye değer kısmında Kartal semalarında hava bulutluydu ve belli belirsiz bir karaltı görebiliyordunuz. İnsanlar neden Ay tutuması için ülkeler arası seyahat falan yapar onu ise hiç anlamış değilim ama yine bir çok kişi bir yerlere gitmiş ve bu olayın ne kadar eşsiz oldugundan bahsediyorlardı. Herhangi bir konuda çok tutukulu olmak güzelde Ay tutulması izlemek için vize falan almam gerektiğini düşünemiyorum
üstelik havanın bulutlu olma riskide var:)
Bir sürü geyikte var tabiki;
"Bazı söylencelerde, ayın kararması, ''aya saldırıldığına, düşmanların ayı sakladığına, kötü ruhların ayı sardığına, yediğine ve ayın kötülüklerle mücadele ettiğine'' dair ifadelerle anlatıldı. Bu inanışlar nedeniyle ayın tekrar aydınlanması için büyüler yapıldı, teneke, davul, tencereler çalınarak gürültü çıkartıldı, silah atıldı, dua edildi ve hatta aya kurban verildi."
Mısırlılar, ayın, güneşin ışığını habersizce alıp kullandığına, bunun üzerine kurulan yıldızlar mahkemesinin de aya gündüzleri görünmeyi yasakladığına inanıyorlardı. Bu inanca göre, sadece ay tutulmalarında ''açık görüşe'' izin
veriliyor ve ay o gün yeryüzüne inip arkadaşlarıyla görüşüyordu.
Şamanizm'de, tutulmalarda kötü ruhların güneşin ve ayın etrafını sardığı düşünülüyor, karanlığın felaket getireceği inancıyla kötü ruhları kovmak için ateşler yakıyor, gürültü çıkartılıyordu. Budizm ve Konfiçyus'a göre, kötü ruhların işi sanılan tutulmalar karşısında tepkili tapınma törenleri düzenleniyordu.
Altay Türkleri'nin bir efsanesinde de ''yedi başlı dev'' (yelbegen) ay ve güneşten öç almak için onları kovalıyor ve yiyordu. Altay Türkleri de ay tutulduğu zaman şöyle diyordu: ''Yine Yelbegen ayı yedi.''
Türkiye'de ise şöle yorumlanabilir. "DEPREEEMMMMMMM"
Neyse çok meraklısına duyuruur Bu sene içinde bir tane daha ay tutulması varmış ama bu kadar dolunay olupta güzel görüneni Haziran 2011'de olacakmış.
Bana güneş tutuldugunda haber verin
Babel vs. The Departed
Two men from opposite sides of the law are undercover within the Massachusetts State Police and the Irish mafia, but violence and bloodshed boil when discoveries are made, and the moles are dispatched to find out their enemy's identities. Directed by Martin Scorsese
Oscar haftası babında izlenmedik film kamasın diyerek hepsini alıp arşive kattık ve izledik.
Önce Departed sonra Babel...İki filmide ne çok beğendim ne de beğenmedim diyebilirim. İkisinide izlemek lazım tabi ki o konu şüphesiz. İlk defa Leonardo DiCaprio biraz rolune oturmuş gözüktü gözüme ama açıkça Departed filminden çok etkilendiğimi söleyemeyeceğim bunun nedeni ne DiCaprio'yu ne de Matt Damon'u çok sevmiyor olmam olabilir.