April 14, 2007

Ünlüler Sirki


Daha öncede yazmıştım ama bu "APTAL" programı ilk defa bu gece izleme fırsatı buldum. Ünü kaçmış ünlülere daha neler yaptıracaklar bu konuya bir kez daha girmek istemiyorum.
Herşeyden önce bir sirk yarışmasını Suheyl Uygur'dan başka bir kişinin sunması beklenemezdi. Kendisi de Palyaço kıyafetiyle sunuyor zaten. Buzda Dansı abisi sunmuştu ve yarışma tutunca izleyiciler yabancılık çekmesin diye aileden biriyle devam etmenin akıllıca olacağı düşünüldü heralde ve ailenin en antipatik ama sirke en uygun üyesi seçildi. Gamze Özçelik'in yarini ise Tatiana diye türkçe konusamayan bir kişi almış. Heralde sirk oldugu için sevimli geleceği falan düşünülmüş. Estetiklik buldunuzmu falan diyor... Birde sunucumuz var anlatıcı ya da her ne ise. "Seda Üren kollarıyla birlikte kendini özgür hissediyor, bir kuğu gibi bir çocuk gibi bir kuş gibi ve bir prenses gibi salllanıyor kollarıyla" gibi cümleler kuruyor. Jüri üyeleride çok önemli bir iş yapılıyormuş gibi abarta abarta övüyorlar çok asilsin çok cesursun çok kibarsın kıyafetin muhteşem ayakkabılarına bayıdım ay bizi korktuttun cambaz doğmuşsun falan diyorlar.
İçlerinden ilerde sirk açmaya kararveren ve çocuklugunda hayalı bir sirk cambazı olmak olan varsa yarışmayı kesin kazanır. Biz bu senaryoları gördük. Bence haftaya hepsi alınlarına kocaman bir " L " harfi yapıştırıp çıksınlar.
LOOSER LOOSER LOOSER

Vapiano


Bir müddettir yeni bir mekan ismidir gidiyor herkesin dilinde, Vapiano. Anlata anlata bitiremiyor insanlar; yok girişte çipli kart veriyorlarmış, yok sparişini gözünün önünde yapıyorlarmış, yok taze kekik ve fesleğeni saksıdan koparıyorlarmış, siparişin olunca eline verdikleri bir makina ötüyomuş titriyomuş böle bir furyadır gidiyor. İlk başta düşünüyoruz bir yemek yemek için bu kadar çipe karta titreşime gerek varmı, çok luzunsuz değilmi diye. Ama sesler kesilmeyince bir gidelim biz kendi gözlerimizle görelim diyoruz. Vapiano Bağdat Caddesinde Vakkonun sokağından kafanızı uzattıgınızda görebileceğiniz bir yerde. İçeri girer girmez ilk dikkatinizi çeken şey herkes pek bir ilgili ve güleryüzlü ama bu abartılmamış tadında bırakılmış. Anlatılanlara göre birilerinin bize çipli kart falan vermesini bekliyoruz...Bir hanımefendi tutuşturuyor elimize. Sistem aynı yurtdısındaki gibi ye iç karta yüklet çıkarken öde. Portekiz İspanya ve İtalya'da bir çok yerde bu şekilde ödeme yapmıştım ordan yırttım biraz. Sonra menüler nerde siparişi kime vericez gibi kısa bir bocalama yaşadıktan sonra herşey yoluna giriyor. Piza veya Makarna şeceneklerine bakıyorsunuz ve ağız tadınıza uygun olanı seçiyorsunuz. makarna secerseniz makarnanın şekline sosuna otuna kadar herşeyini seçme sansınız var ve gözünüzün önünde 3 dakikada yapılıyor. Son derece temiz ve görüntüsü muhteşem. Piza seçenler için kumanda gibi bir alet tutusturuluyor elinize. Gidip oturuyorsunuz pizanız oldugunda kumanda titriyoru bişiler oluyor ve gidip pizanızı alıyorsunuz. İç mekanda sigara içmek yasak, sadece bahçede ve sanırım belirli bir camekanlı bölümde içiliyor.
İç tasarım,dekorasyon falan çok güzel mekan rahat konforlu tuvaletler sahane altta bir chill-out bile var. Gidin görün derim Bizden tam puan aldı ve yeni yemek mekanımız oldu...
Giderseniz taze roka ve taze parmesan peynirli pizayu tavsiye ederim...



VAPIANO Hakkında...

Adres : Bağdat Caddesi
Selim Ragıp Emeç Sk. 4,
Suadiye / İstanbul

Vapiano, Alman � Türk joint venture�ı olarak 3 milyon Avro yatırımla Türkiye�ye geldi. 6 yılda 12 şube açmayı hedefleyen Vapiano, mönülerinin hazırlanmasından sunumuna, dekorasyonundan ödeme sistemine kadar farklı bir anlayışı temsil ediyor.

�Hayatı hafife al, uzun yaşa� felsefesiyle kurulan Vapiano�da, en kaliteli hizmet, en hızlı şekilde veriliyor, ödeme restoran çıkışında �chipli kart�la bireysel olarak yapılıyor.

Vapiano�da tüm makarnalar, soslar ve pizzalar müşterinin gözü önünde ve taze olarak, yurtdışında özel eğitim almış güler yüzlü elemanlar tarafından hazırlanıyor. Vapiano'yu farklı kılan bir özelliği de makarna imalatının steril ortamda mekanın içinde gerçekleştiriliyor olması. Siparişiniz hazırlanırken her aşamada nasıl yapıldığını görüyor ve damak tadınıza uygun eklemeler de yapabiliyorsunuz. İsterseniz yemeğinizi minik saksılar içinde bulunan fesleğen ve kekiklerden kopararak süsledikten sonra afiyetle yiyebiliyorsunuz. Vapiano�da mönüler iki ayda bir yenileniyor. Vapiano�nun mönüsü, yılın her bir gününde farklı bir şey yeme fırsatı sunacak kadar zengin.

Kış aylarında 160, yaz aylarında bahçesiyle beraber 330 kişiye hizmet verecek olan mekanın dekorasyonu, tasarım dünyasının en prestijli ödüllerinden �Compasso d'Oro� tasarım ödülünü üç kez kazanan ünlü mimar ve tasarımcı Matteo Thun, tarafından yapıldı. Matteo Thun imzalı ahşap sandalyeler ve kırmızı deri koltuklarla minimalist çizgiler taşıyan restoranda, herkesin kendini rahat hissedebileceği özel bir köşe bulmak mümkün. Dekorasyonun bir parçası olan zeytin ağaçları Akdeniz havasını mekana taşıyor.

Modern bir anlayışla dekore edilen Vapiano�da fiyatlar da çok uygun. Son derece zengin bir şarap listesi olan mekanda tüm şarapları kadeh olarak alma imkanı var. Vapiano, farklı lezzetler düşünülerek dikkatle hazırlanmış bar ve kahve mönüsü ile Bağdat Caddesi�nde alışveriş sonrası yorgun düştüğünüzde bir şeyler içmek için de uğrayabileceğiniz ideal bir mekan.

Vapiano, Almanya başta olmak üzere özellikle Avusturya, Belçika, Hollanda, Macaristan ve Amerika�da yeni şubeler açarak hızla büyüyor. Hedef pazarlarından birisi olan Amerika�da önümüzdeki aylarda 3 yeni şube açarak kısa zamanda 100 şubeye ulaşmak amaçlanıyor.



April 10, 2007

Levent Harikalar Diyarında

Ne zamandır rüyalarımla ilgili bölümü es geçmiştim... İşte 2 bomba ard arda geliyor.
Brad Pitt ve Angelina Jolie bir festival için Türkiye'ye geliyorlarmış, bende rehperleriymişim. Üstelik evlatlık veletlerle birlikte:) Evim otele uzak oldugu için Brad bana Levent odamızda bir boş yatak var dönmene gerek yok otelde kalabilirsin diyor... bende gayet rahat ve "modern" bir şekilde aaa olurmu öle şey akşam sevişmek istersiniz ben varım diye rahatsız olursunuz diyorum. Oda yok canım olmayız rahatsız nolucak diyor... Neyse bu arayı atlıyorum:)
Günler geçiyor ben ve kankalrım Brad ve Angi gezerken Angelina bana bir hayalin varmı diye soruyor, bende evet bir ev almak istiyorum zaten o yüzden çalışıyorum diyorum. Oda diyorki biz 4. evlatlığı almayı düşünüyorduk onun yerine sana bir ev alalım daha sevap diyor. Sevap kelimesinin altını çizerim:)
Bende hemen kabul ediyorum ve benim beğendiğim evler Bağdat Caddesinin üst ve alt paralelinde ordada evler nerden baksam 200-250 bin eurodan başlıyor diyorum... Hiç sorun değil diyip asistanını bağdat Caddesine gönderiyor ve bana ev alıyorlar....

2. Rüyama geçiyorum
Ben DSP'nin bir üyesiymişim ve DSP ile AKP birlikte Türkiyeyi paylaşıyorlarmış. Bir odaya giriyoruz ve tamaen ingilizce konusuyoruz. AKP çok kalabalık ve erkekler bile başörtüsü takıyorlar. Biz DSP de üç kişiyiz ve hiç paramız yok. Faik ağşıyor bende de 2 ytl varmış. TR den 2 Ytl lik pay alıyorum....
Nasıl uyurken camı açıp popomu camdan çıkartmış olabilirmiyim acaba.....

CCaadddeee Çocukları


Bilgi Üniversitesinde vize haftası, havalar güzel baktık okulda olmuyo atladık arabamıza attık kendimizi Caddebostan Starbucksa:)

Şaka bir yana çok keyifli bi gündü, ders çalışmamız ne kadar verimli oldu bilmiyorum ayrıca resimdeki tamaen bir kurgu, kesinlikle o kadar hararetli bir tartışma ortamında çalışmadık ama en azından hem güzel havanın keyfini çıkardık hemde biraz konuların üstünden geçmiş olduk.
Caddebostan Schlotzsky's kapandıgında ve Starbucks açıldıgında; bir sabah Starbucks kapımızı çalacak ve daha biz ne oldugunu anlamadan eşyalarımızı götürüp evimizide bir Starbucksa mı dönüştürücek acaba diye kaygılanmaya başlamıştık ama gel görki gidiyoruz işte, kahve hastasıyız:) İçmezsek olmaz dahada açsınlar. Kantinede istiyoruz:)
Onu bunu bilmem ama evde ders çalışamıyorsanız havalar güzel diye toplanın çıkın dışarı:)
Caddebostan sahil adeta Maiami, yaz sezonu başlayıp ta halk plajını beyaz donlar doldurmadan keyfini çıkartın...

April 09, 2007

Ağıt


Ağıt yeni bir grup experimental rock yapıyorlar, öle tanımlıyorlar yaptıkları müziği ama sanırım hikayeye daha başından başlamak lazım.
Onur Yayla; benim bilgi üniversitesindeki ilk arkadaslarımdan bir tanesi 5 senedirde devamlı görüştüğüm çok sevdiğim canım arkadasım :))
Senelerdir Onur'un ağzında bir "abi biz stüdyoya giriyoruz" lafı vardır. Bide sürekli bir Kubi,Kubi lafı vardır oda ayrı bir konu.
Her zaman ufak çaplı müzik çalışmaları, şarkı sözleri melodiler Onur'dan duymuşumdur ama işin bu kadar ciddi boyutlara geldiğini, Onur'ların herşeyi tastamam bir müzik grupları oldugunu ve hatta haftaya bir konser verecek olduklarını çok yakından takip edememişim. Daha öncede bir kaç kez sahne aldıklarını biliyorum ama Bu ilk ciddi konserlerinde biz hepimiz onların yanında olup desteklemek üzere Maslak İTU kampüsünde olacağız.

Ağıt: Kubilay Mert-gitar ,
Tufan Aydın - bass ,
Can Orbay-davul ,
Tolga Böyük-2.gitar + klavye
bide Onur Yayla Vokal:)

Herkesi bekliyoruz....
Kimdir bu bilmeyiz ki biz diyenler içinde demolarını myspaceten dinlemeniz mümkün
www.myspace.com/agitweb

Ben çok beğendim konser ve festival için bol şanslar ve hepinizi tebrik ediyorum

Konser: 19.nisan saat 17.00 Maslak İTU 9. Istanbul Rock Festivali









Istanbul Arena


İstanbul'da her zaman çok büyük konser salonu ve performans alanı eksikliği duymuşuzdur. Büyük konser ve organizasyonlar yapıması gerektiğinde kullanılacak çok az sayıda yer vardır. Bu eksikliği farkedenler büyük bir proje ile karşımıza çıktılar. Istanbul Arena açılıyor.
Özellikle yaz aylarında gece ve eğlence hayatında patlama yasayacağımızı zaten gelmekte olan festival ve konserlerle farketmiştik. Şimdi buna yenileride ekendi . ! haziran dan 10 Eylüle kadar İstanbul Arena'da her gece bir etkinik olacak.

"Organizatör Ahmet San, Elif Dağdeviren, Cüneyt Ortan, Bülent Helvacı ve Ahmet Kunt Sağanak tarafından kurulan İstanbul Arena, 100 geceye 100 show parolasıyla yola çıkarak, İstanbul'da yaz boyunca gece hayatındaki yerini alacak. İstanbul Arena'nın kuruluşunu Park Şamdan’da önceki gün, ortakları ile birlikte kamuoyuna duyuran Ahmet San, "Bu fikir altı ay önce ortaya çıktı. 2010'a kadar 4 yılda şimdiden 400 konser planladık. İstanbullular'ı eğlence bombardımanına tutacağız. Bilet fiyatları ise 25 milyondan 250 milyona kadar değişmekte!" şeklinde konuştu."

Şimdiden isim verebileceğimiz organizasyonlar ise şöyle. Jose Carreras, The Temptations, The Supremes, peppino Di Capri, Julio Iglesias, Duke Ellington Orchestra, George Clinton Funkedelic, Alabina, Dionne Warwick, Allessandro Saffina & Burak Kut & Murat Boz, Natalie Cole, Sakis Rouvas, Earth&wind an Fire, Blood Sweet and Tears, Zucchero, Kool and The Gang, Tarkan, M.F.Ö ...
Bilet fitayları ise 25 ytl ile 250 ytl arasında değişecekmiş.
Umarım kaliteli düzgün iyi ses sistemi oan ve herkesin rahatça eğlenebileceği güzel bir mekan olur.

Mürvet Cansız Kilo Verip Çocuk Sahibi Olabilecek mi?

Mürvet Cansız Kilo Verip Çocuk Sahibi Olabilecek mi?
Hepimiz merakla bunu bekliyoruz... Hikaye şöyle; Mürvet 13 yıldır çocuk sahibi olamıyo çünkü çok kilolu( ama bence sorun kocasında olabilir çünkü kocası kelimenin tam anlamıyla angut) Halk kahramanımız Seda Sayan ise bu durumdan çok etkilenmiş ve mürvet'i zayıflatım çocuk sahibi yapmaya karar vermiş. Zayıflatma kısmında yardımcı olabilir ama çocuk yapmadaki yardımlarını çok merak ediyorum.
Bizde sanırım bir mini dizi gibi her hafta Mürveti bu maratonda ne kadar yol aldıgını görüyoruz.
Açıklıyorum Mürvet bu hafta 800 gr vermiş. Doktoru çok iyi gidiyorsun ama daha hızlanmamız lazım dedi. Bunun üzerine Mürvet ve kocası caddebostan sahiline sabah sporuna çıkmaya başladılar. Kocasının 3 adım arkadasında yürümesi gerektiğini öğrenen Mürvet kocasına inat olsun diye koşturmaya başladı. Sonra sahilyolundaki açık spor aletlerinde çocuklar gibi eğlenen çift birde kaykaya binerek sporlarını tamamladılar. Canlı yayında da sürekl kavga eden ve birbirlerine laf sokan Mürvet ve kocası oldukça popülerlermiş bu aralar. Fakat tamamen rezil durumara soklan karı kocaya programda yer yer canlandırmalar falan yaptırıyorlar ve ikiside bu durumdan çok memnun "koca" nın bir sıkıntısı var çünkü programda sıfatını anlayamadıgım bir adam, ki sanırım görgü kurallarını öğretiyor, Izzet(koca)ile çok yakından ilgileniyor kuralları öğretmek babında ama böyle şeyler izzete ters.
Gel gelelim ben Mürvet'in kilo vereceğine inanmadım bu sabahki gözlemlerimden ama belliki Mürvet ve İzzet mahallelerinin en popüler ve sevilen karı kocası olmuslardır ve havalarından geçilmiyordur.
Çok faydalı bir program Seda Sayan'ınki. Sabahları o olmasa ne izleyecektik yeni uyanmış gözlerimiz mahmur...

Ek: İzzet ve Mürvet gece klübüne gittiler ama neden bilmiyorum kilo vermekle alakası yok...İzzet dans ediyo mürvet kıskandı falan çok komik şeyler oluyor...

Search This Blog