April 23, 2010

Ben aslinda sarisin mavi gozlu bir sorfcuyum

Evet arkadaslaaaar, gormemis Avustralya'ya giderse facebook olsun twitter olsun blog olsun saldiriyor. Ama napican gormemistim, iste gordum...

Havanin da 28 derece olmasi itibariyle ilk gunden bi daha bu hava bulunmaz, Nisan sonunda diyerek (bunu Petek'lerin is arkadasindan caldim...Nisan sonunda... bu hava bulunmaz, hani kis oluyo, hani guney yarim kure. Anladin sen...)kendimi Bondi Beach'e attim. Elizabeth Street'ten 333'e biniyosun hooop plajdasin.

Hemen mayomu giydim ve serildim kumlara. Denize girip dalgalarda falan oynadim...Sonra bir kafa mi cevirdim ki yarim metre kadar yan tarafimdan havali havali surfcu cocuklar gecmeye basladilar...Bense o ana kadar dalgalarda ordan oraya sicrarken cok cool oldugumu dusnuyodum.

Sonra sinirlendim ve cikip bi sigara yaktim...Ben kucukken Kartal semtinde, ici bos olan sus havuzunda salak salak kose kapmaca oynarken bu cocuklar 14 yasindan beri havali havali surf yapiyorlar ve Bondi Beach'in kumlarinda ordan oraya kollarinda mp3 playerlari takili kosusturup spor yapiyorlardi...Hepsinin sirtindan bile gorunen karin kaslari ve takriben 3 metre omuzlari vardi. Sarisin dalgali sacli bu cocuklar birde mavi gozlu idi genellikle...Kendimi kotu hissettim...En son kendimi Barcelona'da ciplaklar plajinda guneslenirken yanima Brezilyali bir zenci havlusunu serdiginde bu kadar kotu hissetmistim...

Sonra kararimi verdim. En kisa zamanda denize girilebilen sicak bir Avrupa ulkesi sehrine yerlesecegim ve is cikislari surf yapip i-podumla kumsalda kisa tenis sortlariyla ordan oraya kosacarak vucudumu sergileyecegim...Bakin yaziyorum buraya, 30'uma gelmeden ben de genis omuzlu, karin kasli sarisin ve mavi gozlu bir sorfcu olucam ve havali havali dalgalarda bogusacagim...

Sydney'e 20 saat nasil uculur

Eveeet vizeydi ucakti yanardag patlamasiydi derken bendeniz Allah'in izniyle besmele cekerek Birlesik Arab Emirliklerinin nadide havayolu Eyhiyad check-in bolumune ulastim gectigimiz aksam.

Dakika bir gol bir sayin seyirciler. Koltugumda bir double-book durumu siz konusu idi. Allah yaratti demeden bu kutsal havayolu ile kavga etmeye hazirlanirken. Karisikliktan dolayi cok ozur dileriz sizi First Class ile ucuracagiz biletinizi upgrade ediyoruz cumlesini ilk bir kac saniye algilayamayip halaa kotu bir sey diyor zannettim kadin.

O saniyeden itibaren yeni kimligime burunmustum. Avustralya'ya isi geregi cok sik ucmak zorunda olan ve tabiki her seferinden 1st Class'ta ucan mavi adidas esofmanli bir is adamiydim. Kontuarlar acildiginda pacoz economy class biletliler binsin diye kenarda bekledim. halk arasina karisacak halim yoktu ya...O ne kalabalik ole, 20 saatlik ucus nasil economy ile uculur aklim almiyo bakislarimla kenardan insanlari suzuyordum.

Oturma grubu buyuklugundeki ayni zamanda yatadabilen koltuguma oturdugumda hostesi cagirip economy ile arada ayirma gorevi goren perdeyi kapatmasini rica ettim "insan ve ucuz parfum" kokularina tahammul edemiyordum. Hemen bir sarap soleyerek sakinlesmeye calistim.

Neyse iste ondan sonrasi bildiginiz gibi..tabi First Class ile uctuysaniz...sicak havlular mi dersin sampanyalar mi dersin uyurken ustumu ortmeler mi dersin...

Abu Dhabi'ye nasil geldim anlamadim vallahi.
Abu Dhabide malesef bu sorunu duzeltip gercegi suratima gul suyu gibi carptilar ve ait oldugum segmente geri donup 14 saatlik Sydney ucusumu beklemeye basladim...Olaylar zinciride burada cereyan etti.

Bendeniz havaalaninin altini ustune gitirip 14 sata ucacak diye her gordugum sigara icme kabininde sigara icerken bir yandanda Arab erkeklerinin giydigi beyaz carsaflarin ne kadarda rahat olabilecegini dusunup havaalaninda bir tanede kendime alirmiyim acaba diye arastirma yapmaya basladim. tabii ki almadim, ote yandan gozleri bile pece ile kapali simsiyah yuruyen leke seklindeki kadinlarin iclerinde ne var acaba diye tahmin yurutmeye calisiyordum. Bir tanesi sigara odasinda pecesini aralayip sigarasini yakarken tutasacak sandim ve cok korkum. Bu esnada kendisinin dudagini gordum...cok tahrik ediciydi...artik gunahi onun boynuna. Bir genc erkegin onunde pecesini aralayip dudagini gosterebilecek kadar ahlaksiz bir kadindi anlayacaginiz.

Sydney ucusu anons edildi ve yerimi almamla birlikte arkamda bir Arab veleti oldugunu farkettim..3 yaslarinda ve koltugumu arkadan tekmeliyordu. 2. Dakikada koltuga tirmanmak suretiyle arkami donup ingilizce konusabilen annesini. You know what? we are going to fly 14 hours and be sure that i wont let him to kick my seat all way long. So do what ever you need to do, he is in your responsibility" seklinde tum edepsizligimle bagirdim ve kadini soka soktum. Yol boyunca bir kac kez uyarilarimi unutan cocuga ise en sonunda koltugun arasindan kolumu sokup bacagini cimciklemekle birlikte en buyuk gozdagini vermis oladum. Bu hareketi yaptiktan sonrada annesine sikiyosa bana bir laf sole bakisimi firlattim ve sanirim cocugu yeteri kadar korkuttumki bir daha tekmeleyemedi.

Ayni kadin Sydney'de Customs kuyrugunda onume denk gelip 83 bavulunu toparlamaya calisrken ve bir yandanda veledi ciyak ciyak aglarken son darbemi yaptim ve " I couldnt get rid of you since Abu Dhabi" diye bagirip bavullarini yikmak suretiyle sirada kadinin onune gectim.

Gelin gorun ki tum sinirimi ucakta birakarak guzel tatilimin ilk dakikasina havaalaninin kapisinda cikmamla birlikte start verdim...

Sydney anilarimi blogdan takip edebilirsiniz ama ben simde havanin 28 derece olmasindan oturu mayomu giyip Bondi beach'e gidiyorum ve o kadar acelem varki donup imla kontrolu yapmak icin yazimi bir kez daha okumayacagim bile...Keza okusamda gormuyorum:)

Search This Blog