Sıfır Beden, Sıfır Zeka

Sıfır Beden, Sıfır Zeka



Keşke bir sihirli deyneğim olsa da şu adamı ortadan kaldırsam.
Komik bile gelmiyor artık...

Kutsal Fahişeler

Sıradan bir migros alışverişinde öle bir sepet içindeki 10larca kitap arasından gözüme çarptıda aldım 2 milyona.

Ama çok enteresan bir kitap çıktı. Okuyuno ciddi ciddi hata neler oluyo hayatta detirtiyor. Okumazsanız ölmezsiniz tabi ama sizde migrosta olurda 2 milyona bulursanız alın:)

Bu kitap, sorunlu bir toplumda büyüyen duyarlı gençlerin kaçtıkları sığınaklardan birinin -tarikat yaşamının- içyüzüne ışık tutuyor ve insan beyninin yıkandığı bu tuzaktan kurtulmanın ne denli zor olduğunu gösteriyor. Alkolik bir babayla soğuk ve mesafeli bir annenin kızı olan asi ve idealist Miriam Williams, on yedi yaşındayken New York'ta "Tanrı'nın Ailesi"yle yaşamaya davet edildiğinde, ardına bile bakmadan bir otobüse atlayıp evinden ayrılır. Cemaat yaşamı kısa sürede, 19.000 üyesi olmakla övünen Tanrı'nın Çocukları tarikatının kurucusu Moses David'in önderliğinde, cehenneme dönüşür. Eski bir rahip olan David, gözlerden uzak bir yaşam sürüp üyeleriyle gazeteler aracılığıyla haberleşmekte ve grup evliliğini, cinsel paylaşmayı, kutsal fahişeliği meşru göstermek için İncil'i kullanmaktadır. Çok düşünmenin fazlasıyla tehlikeli olduğuna inanmaya programlanan Miriam, sözde bir evlilikten beş çocuk sahibi olur. Artık o, kendini dünyanın dört bir yanından yabancı erkeklere sunan kutsal bir fahişedir. İlk kocası "Aile"den ayrılıp çocuklarından birini kaçırdığında ayakları yere basan Miriam, zengin Arapların yardımıyla oğlunun yerini bulur ve müthiş bir mücadele vererek, istikrarlı bir yaşam kurmak ve yaşadıklarını anlatmak üzere gerçek dünyaya geri döner.

-de, -ki

Türk dil kurumu, Turkçe de ayrı yazılan de ler ve ki leri kaldırmaya karar veriyormuş. Düşünce aşamasında olan bu fikiri dün öğrendim. Türkçe' nin daha kolay öğrenilebilmesi için düşünülmüş...
Dolayısıyla Shining Disco Balls blogunda imla hatalarımla eleştirilen ben, bir nevi rahatladım:)
Artık notlama da bu yeni kurala göre yapılır umarım.
Artık yazı yazarken de leri ve ki ler gönlümce bitişik yazabileceğim:)

Tarihte Bugün

1799 Napolyon Bonapart’ın Mısır’a saldırması nedeniyle Osmanlı-İngiliz ittifakı yapıldı...

Napolyon Bonapart bir çoğunuz için çok şey ifade etmese de Portekiz'de erasmus yapan arkadaşlar olurda buyazıyı görürlerse eminim gözleri dolacaktır. İsminin bir Türlü Napolyon mu yoksa Bonapart mı olduguna uzun süre karar vermediğimiz mekan...

Porto-Foz da kaldığımız yurttan yaklaşık 50 metre ötede olan Bira evinin adıdır bu, her akşam nerdeyse istisnasız ne yapacağımızı bilemezken, çok yeni bir fikirmiş gibi "haydi bonapart ta bir bira içelim" denilerek ortaya atılan ve hemen akabinde gidilen ve neredeyse bir oyun haline gelen, bira evinin adı.

Hiç konuşacak konunuz olmasa bile ya duvarlardaki binlerce değişik ülkeden gelmiş eşyayı bira şişelerini antikaları izleyebilir yada sarhoş bir alman amcayla geç saatlere kadar muhabbet ederek yeni hayat hikayeleri öğrenebilirsiniz. Gerçi yanınızda birde karolina varsa zaten hiç diğerlerine gerek kalmaz, o hiç susmadan konusur.

You Be My Wife

The Holiday

Sonundaaaa!!!

Sonunda tek başıma olmasa da Erhan'ın Msn den yakaşık 1 saat süren yardımları sonucunda podcasting denilen olayı başararak bloğuma bir adet şarkı yüklemeyi başardım:)
Aylarca Shiningdiscoballs ta yapamamıştım uğraşıpta neyse kısmet bu güneymiş :)
Bundan sonra ara ara değişik değişik şarkılar koyarım sizde okurken!!!! bir yandan da müzik dinlersiniz

Helldorado

Behind Me Soldiers are Burning Drugs..

Odamdan...

Bu ara dediğim gibi kış uykusuna yattığım ve evden hiç çıkmadığım için zaman zaman kendime değişik uğraşlar buluyorum. Akşamüstü bilgisayarımın kasasını açıp temizlemeye falan karar verdim, güneş batayazmışken de:) bu resimleri çektim.

Bu evde oturmanın tek güzel yanı bu heralde, odamın böyle bir manzarası var...

2007 Portugal-Lisbon

İkinci evim, yavru vatan Portekiz de yeni yıla böyle girmiş.
Konustuğum kadarıyla hem Lizbon'da, hem Porto'sa oldukça iyi vakit geçirmiş arkadaşlar.
Ben geçen sene, sanki her sene Portekiz'de yeni yılı kutluyormuş gibi, kalktım Porterkiz'den Paris'e gittim ki hayatımın her açıdan en kötü yeni yılıydı. Hem hiç bir enteresan gösteri yoktu, hem de geçirdiğim en korkunç migren krizini geçirerek 12.30 da yatmıştım.
Ama içimde kaldı; bir sene mutlaka yeni yıla Portekiz'de gireceğim.
Eminim durmadan içip sabaha kadar öten çekiçlerle birbirlerinin kafasına vurmuşlardır:) Her ne kada o başka bir özel günün adeti olsada benim kafamda öyle canlanıyor...

Pek özledim oraları...

Bu da İstanbul-Taksim'den yılbaşı görüntüleri.

İstanbul'u bilmeyen bir yabancı bunları görüp etkilenebilir tabiki ama taksimmeydanına geldiğinde kafasına kursun ya da götüne parmak yeme ihtimalinin çok yüksek oldugundan haberdar olmayacaktır büyük ihtimalle...

Yılbaşı Gecesi

Yılbaşı gecesi ne yapacağımı hiç bir zaman önceden programlayamayan ben, ablamın Berlin'e, annemin ise İzmir'e gitmesi üzerine bare evde oturiyim diyerek bir kaç kişiyi eve çağırmaya karar vermiştim. Neyse bir çok insanın programı uymadı bazı arkadaslarda bazı talihsizlikler yasadı, Ece'ler ise Giresun'a Dinamo Partisine gitmişlerdi :)))))

Bizde Gürkan'la evde oturup yemek yiyip sarap içerek; Madonna'nın mı Rober Hatemo'nun mu sahne performansı daha güzel ona karar vermeye çalıştık. Sakin sessiz keyifli ölee evde oturduk. Yılbaşının boynuzla kulağı yok diyerekten.

Kış Uykusuna yatmışolan bendeniz zaten halimden gayet memnundum bu aralar evden çıkmaya çok üşendiğim için.

Alt kattada anneannemler vardı arada bir onlara uğradım...

Yeni Yıl Yeni Blog

Bu blog işi beni bayağı sardı. Şimdi de her hangi bir zorunluluk ve yetiştirme kaygısı olmadan, belli bir konuya bağlı kalma zorunluluğu da olmadan kendi bloğumu yapayım dedim. Öle ara ara ilgimi çeken şeyleri veya başımdan geçen enteresan olayları buraya koyup herkesle paylaşacağım. Bizim resimlerimizi falan koyacağım hatta zaman zaman hepinizi burda rezilde etmeyi düşünmüyor değilim(her hafta sonu çekilmiş sarhoş fotograf ve videolarınız elimde).
Bir müddet bakalım deneyeceğim sıkılırsam bırakabilirim sonuçta. Ara ara bakın özellikle benle bir haftasonu geçirdiyseniz ve o haftasonu elimde fotograf makinam varsa:)